ünlü kısa hikayeler

ünlü kısa hikayeler

7 Ekim 2012 Pazar

HIRS DOLU BİR DENEY - Mike Krath


Robert eşine " şimdi uzun bir seyahata çıkacağım, yıllarca beni görmeyeceksin ama geri döneceğim" dedi.

"Nereye gidiyorsun?"

"Geleceğe gideceğim. Beni gördüğün zaman kızacağına eminim ama bu uzun sürmeyecek çünkü seni gördükten sonra tekrar kaybolup, beş dakka sonra tam burada olacağım"


Robert'in karısı şaşırmıştı.

" Emeklilik tasarruf hesabımızı nereye yatırıp yatırmasam diye tereddütteyim, yirmi yıl ilerisine gidip ona göre karar vereceğim."

"Ya dönemezsen ne olacak?"

Bir saniyelik sessizlik. "Umarım doğru bir karar vermişimdir"

"Akşam yemeğine ne istersin?"

"Şimdi bilmiyorum, beş dakika sonra söylerim"

Robert bodrum kata indi. Karısı hala şaşkındı ama Robert'in değişik bir adam olduğunu bildiğinden mutfağa dönüp kocası istesin, istemesin yemek yapmaya başladı. Tüm bunların ne anlamı olduğunu bilmiyordu ama birkaç dakika sonra bu konuşmayı tamamen unuttu.

O öğleden sonra Robert'ın karısı bodrumun kapısını vurdu ve bekledi. Tekrar tekrar kapıyı vurdu.  Hiç ses yoktu. Sonunda kapıyı açıp, laboratuvara gitti. Robert ortada yoktu, yukarı çıktığını görmemişti. Nereye kaybolmuştu?

Çorba hazır olup, ortalık karardığında, Robert'ın eşi hala adama sesleniyordu ama evde çıt yoktu.

Kadın "bu hoşuma gitmedi, daha önce hiç akşam yemeğini kaçırmazdı" diye düşündü.

Robert'in yemeği soğumuştu ve karısı sıcak kalsın diye fırına koyup, Robert'in gelince farkedeceğini umdu. Sabahleyin Robert'in tabağı hala sıcaktı ama yemeğe dokunulmamıştı. Eşi tekrar ismini seslendi ama boşuna, evde kimse yoktu.

Birkaç gün sonra Robert'in eşi polise gidip olanları anlattı. Adamlar bir ipucu bulmak için evi aradılar ama tüm buldukları bodrum kattaki yuvarlak, soluk bir izdi.

"Gitmeden önce bir şey söyledi mi?"

"Beş dakkaya dönerim dedi."

Polisler gidip, günler, haftalar, aylar geçtikten sonra olay resmen kapandı. Robert kayıptı ama herhangi bir sahtekarlık bulunmadığından karısını terkettiği sonucuna vardılar.

Yıllar geçti, Robert'in eşi kıt kanaat geçinecek bir iş bulmuştu. Çalışırken, her gün kocasına lanet etti. Onu asla affetmeyecekti. Asla! Yüzü kırışmış, o güzel gülüşlü kadın somurtuk birine dönüşmüştü.

Sonunda, eşinin gitmesinden yirmi yıl sonra, kadın mutfakta otururken bodrumdan bir ses geldi. Kadın korkuyla ayağa fırladı. Aşağıda kim vardı? Yukarı çıkan ayak seslerini duydu, kapı açıldı ve gözlerinin önünde duran Robert'ten başkası değildi. Gittiği günden bu yana hiç değişmemişti.

Kadın "Sen" demeyi başardı.

Robert "Pekala, emeklilik tasarruf hesabımız ne değerde?" diye sordu.

" Neredeydin?"

"Bunun önemi yok. Önemli olan emeklilik tasarruf hesabımız. Akıllıca kullanıp kullanmadığımı bilmeliyim."

"Yirmi yıl önce beni beş parasız terkettin ve o hesapta para kalmasını mı bekliyorsun?"

Robert "Hepsini harcadın mı?" diye sordu. "Ah! Harika! Harika! Hemen dönerim"

Robert dönüp, bodruma gitti.

"Robert! Robert! Neredesin?" Fakat karısı parlak mavi bir ışıktan başka bir şey görmedi. Robert yine kaybolmuştu.

Robert'in eşi yemek masasına geri döndü. Oturup neler olup bittiğini anlamaya çalıştı. Kafası durmuştu, düşünemiyordu. Robert gittiği zaman, tasarruf hesabına önce dokunmamıştı, olanları hatırlamaya başlıyordu. Para bir fona yatırılmıştı. Yirmi yıl çekemeyecekti. Sonra yetkililerin ona eşinin onu terkettiğini, nerede olduğunun bulunmadığını ve resmen olarak ölü kabul edilirse, yirmi yıl beklemesine gerek kalmadan  paranın yasal sahibi olacağını söylediklerini anımsadı.

Bodrumdan yine ışıklar ve ayak sesleri geldi, Robert mutfağa döndü.

"para?"

"Sana harcadım dedim."

"Fona yatırmıştım"

"Seni resmen ölü olarak beyan ettirdim"

Robert "Aman ya!" dedi ve tekrar gitti.

Yine ışık yandı ve Robert'in eşi allakbullaktı.

Kadın "harcadım mı? Neyi harcadım?" diye düşündü. Robert onu terkettikten sonra biraz para bulmaya çalışmıştı. Emeklilik tasarruf hesaplarında ne kadar para olduğunu sorduğunda, Robert'in parayı çektiğini ve bir yere sakladığını söylemişlerdi. Ama nereye?

Bir ışık daha yandı  ve Robert tekrar mutfaktaydı.

"Bana ne bıraktığından haberin var mı? Yaşamam için tek kuruş bırakmadın"

Robert "Bunların hepsi kötü bir rüya olacak" dedi.

"Eğer arka bahçede gömülü biraz para bulmasaydım geçinemezdim"

"Altınları mı buldun?"

"Demek paraları oraya gömmüştün! İyi, onları bulup hepsini harcadığıma memnunum!"

 Robert yine bodruma indi ve kayboldu. Karısı bir müddet dönmesini bekledi ama adam dönmedi. Kadın yukarı çıktı ve yemek yapmaya başladı. Kocasını düşünüp ona küs kalmaya devam etmeye çalıştı. Kendisini terketmek mi? Asla terketmemişti. Nasıl bir hayal gücü vardı? Kadın dolabı açarken Robert geldi.

Kadın "akşam ne pişirmemi istersin? Henüz bir şeye başlamadım" dedi.

Robert masaya oturup "beni yalnız bırak, aç değilim" dedi.

"Sorun ne?"

" Yirmi yıllığına o pis ellerini emeklilik paramıza dokunmadan geçiremez misin?"

"Ne?"

"Sahip olduğumuz tüm parayı harcamadan  yirmi yıllığına gitmeme izin vermiyorsun, değil mi?"

"Sen neden bahsediyorsun canım? Gideli beş dakka olmadı ama bir şeyler canını sıkmış"

Robert karısının gençliğine baktı.

Kadını öldürse ne olurdu? Onu şimdi boğar, geleceğe gider, parasına ne olduğunu öğrenir ve birkaç dakika öncesine geri dönüp, mutlu mesut yaşarlardı.

"Şu mutfak havlusunu versene"

Robert'in karısı havluyu adama verdi ve ümitsizce bir şaşkınlıkla adamın havluyu boğazına dolayıp sıkmaya başladığını  gördü.  Bir yandan da " merak etme sadece bir deney" diyordu.

Robert, bodruma indi ve yirmi yıl sonra ışıklar içinde geri geldi.

Bodrum katın merdivenlerinde bir erkek sesi

"Kim var orada?" diye sordu.

Robert bunu akıl edememişti. Saklanacak bir yer aradı ama çok geçti. Evin yeni sahibinin tüfeği vardı.

"Son duanı et."

"Bekle! Açıklayabilirim!" Fakat çok geçti. Robert anında vurulup, düşüp, öldü. Çok hırs dolu  deneyin, çok acıklı bir sonu olmuştu.

Yazan: MIKE KRATH
Çeviren: Müjde Dural
Orijinal öykü: http://www.eastoftheweb.com/short-stories/UBooks/MosAmb.shtml


Çevirenin notu: İzafiyet teorisine göre ışık hızına yakın uzay gemisi ile zamanda geleceğe gitmek mümkün, teorik olarak ispatlandı ve bu durumda dünyadaki bir kişi için 20 yıl geçse de,  ışık hızıyla giden için aynı süre geçmeyecek, çok daha az süre geçmiş olacak ve  dünyada bıraktığı akranlarına kıyasla daha az yaşlanıp geri dönebilecek. Teorik olarak bu da mümkün. (ben fizikçi değilim tabii aklımda kaldığıyla böyleydi)